Görsel Konuşmalar Atölyesi
Modernite koşulları “akılcılaşmış kurumlar içinde haraket eden uzmanlaşmış insan” yaratır. Bu, fanteziler, düşler, hayal gücü gibi insani güç ve yetilerin bastırılması anlamına gelir. Anlam arayışındaki bizler için yaratıcılığın bu şekilde terk edilmesi, amaç ve sorumluluk sahibi ve bağımsız varlıklar olarak “kendi kendimizi yaratmamız” ın önündeki en büyük engeldir. Modernite koşullarının kendimizi gerçekleştirmedeki olumsuz yönlerine rağmen, aslında gündelik yaşamlarımız, yaratıcılık gibi insani güçlerimizi ortaya çıkaracak potansiyele sahiptir. Sanat ise gündelik hayatımızda olumlu dönüşümü sağlayacak olan dinamikleri içinde barındırır.
İcadıyla birlikte tarihte önemli değişimlerin miladı olan fotoğraf, felsefesi ve teknolojik gelişmeler sayesinde hem çağdaş sanat alanında hem de günlük hayatlarımızda yerini bulmuştur. Psikanalizin ortaya çıkışıyla fotoğrafın icadının aynı döneme denk gelmesi tesadüf değildir. Biri imgeleri üretirken diğeri yorumlar. Fotoğraf, bilincin göremediğini görür. Özne ile ilişkisini düşündüğümüzde, fotoğraf aynı zamanda bir iletişim aracıdır.
Etrafımızda gözlemlediğimiz görüntüler, fotoğraf yoluyla bağlamlarından koparılıp, tekrar üretildiklerinde oluşan fotoğrafik görüntü, izleyicisini soru sormaya ve düşünce üretmeye teşvik eder. Bu bağlamda izleyici görüntü ile farklı bir iletişim boyutuna geçer. Fotoğrafın gerçeklikle inkarı mümkün olmayan bu bağı , onu, kavramsal sanatın sınırları içinde konumlandırmıştır.
Arzu Arbak’ın projesi Görsel Konuşmalar da fotoğrafın bu özelliğinden yola çıkılarak hazırlanmıştır. Bir oyun olarak düzenlenmiş çalışmaya katılımcılar kendi çektikleri fotoğraflarla dahil olurlar.